RumyGezi
ANASAYFA KONAKLAMA İLÇELER ULAŞIM GEZİLECEK YERLER
LİNKLER BEDESTENLER VE ÇARŞILAR

ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ

CAMİLER VE KLİSELER

HANLAR

İÇKALE

KAPLICALAR

KÖPRÜLER

MESİRE VE PİKNİK ALANLARI

MÜZELER VE ÖRENYERLERİ

SURLAR

ATATÜRK EVİ -- CAHİT SITKI TARANCI -- ÇAYÖNÜ Ö.Y -- DİYARBAKIR MÜZESİ -- HİLAR MAĞRALARI Ö.Y --- SİLVAN ATATÜRK EVİ -- ZİYA GÖKALP -- MAĞARALAR

logo

DİYARBAKIR MÜZESİ

Diyarbakır Müzesi, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Mezopotamya topraklarının en önemli kültürel duraklarından biri olarak kabul edilir. Dicle Nehri’nin bereketiyle canlanan bu kadim coğrafyada kurulan müze, insanlık tarihinin en eski dönemlerinden günümüze kadar süregelen yerleşim izlerini barındırarak ziyaretçilerine adeta zamanın içine açılan bir kapı sunar. Zengin koleksiyonları, arkeolojik kazılardan elde edilen buluntuları, etnografik eserleri ve tematik sergileriyle Diyarbakır Müzesi, yalnızca bir sergi alanı değil; geçmişin ruhunu bugüne taşıyan kültürel bir hafıza merkezidir.
Müzenin bulunduğu yapı, Diyarbakır’ın surlarla çevrili tarihî dokusuna uyumlu olarak inşa edilmiştir. Geniş avlusu, kemerli galerileri ve bazalt taşın hâkim olduğu mimari detaylarıyla geleneksel Diyarbakır yapısının karakteristik özelliklerini taşır. Modern müzecilik anlayışıyla düzenlenen iç mekânlar ise ziyaretçilere hem tarihi yaşatan hem de çağdaş sergi teknikleriyle bilgilendiren bir deneyim sunar. Bu uyum, müzenin hem tarihî hem güncel bir kültür mekânı olmasını sağlar.
Diyarbakır Müzesi’nin koleksiyonunda Paleolitik dönemden başlayarak Neolitik, Kalkolitik, Tunç Çağı, Demir Çağı, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı dönemlerine kadar uzanan geniş bir zaman dilimine ait eserler yer alır. İlk insanların avcı-toplayıcı yaşam biçiminden yerleşik hayata geçişleri, tarım ve hayvancılığın başlangıcı, şehirleşme süreci ve medeniyetlerin yükselişi gibi insanlık tarihinin dönüm noktaları müze ziyaretçilerine somut örneklerle sunulur. Özellikle Çayönü ve Hilar bölgesinden çıkarılan buluntular, Mezopotamya’nın uygarlık serüveninin en eski izlerini taşır.
Müze salonlarında sergilenen taş aletler, öğütme taşları, seramikler, mühürler, maden işçiliği örnekleri ve figürinler insanın doğayla kurduğu ilişkiyi ve bu ilişkinin zaman içindeki gelişimini gözler önüne serer. Hitit, Urartu ve Asur dönemlerine ait yazıtlar ve kabartmalar, bölgenin siyasal ve kültürel tarihine dair değerli bilgiler taşır. Roma ve Bizans dönemine ait mozaikler, lahitler, kandiller ve günlük kullanım eşyaları o dönem şehir hayatını yansıtırken, İslami dönem eserleri arasında yer alan el yazmaları, çini örnekleri ve madeni objeler bölgenin sanatsal zenginliğini ortaya koyar.
Diyarbakır Müzesi’nin en etkileyici yönlerinden biri de etnografya bölümüdür. Bu kısım, Diyarbakır ve çevresindeki halkın geleneksel yaşamını, el işçiliklerini, giyim-kuşam kültürünü ve sosyal yapısını detaylı bir şekilde sunar. El dokuması kilimler, bakır işlemeler, ahşap süslemeler, yöresel kıyafetler ve günlük yaşamda kullanılan eşyalar, bu topraklarda yüzyıllardır süregelen kültürel çeşitliliğin izlerini taşır. Dengbêj geleneğinden halk oyunlarına, düğün ritüellerinden mutfak kültürüne kadar uzanan geniş bir kültürel panorama ziyaretçilere aktarılır.
Müze yalnızca eser sergilemekle sınırlı kalmaz; aynı zamanda araştırma, koruma ve eğitim faaliyetleriyle kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılmasında aktif bir rol üstlenir. Çeşitli dönemlerde düzenlenen atölyeler, konferanslar, çocuk etkinlikleri ve bilimsel seminerler sayesinde Müze, yaşayan bir kültür ve eğitim merkezi niteliği taşır. Özellikle öğrenciler ve akademisyenler için önemli bir bilgi kaynağıdır.
Diyarbakır Müzesi’ni ziyaret edenler, taş duvarların arasında dolaşırken tarihin nefesini hisseder; sergilenen eserler arasında ilerlerken Mezopotamya’nın ilk çiftçileriyle, Artuklu bilim insanlarıyla, Selçuklu mimarlarıyla ve Osmanlı ustalarıyla aynı yolculuğa çıkmış gibi olur. Müze, geçmişle bugün arasında kurduğu bu köprü sayesinde ziyaretçilerine yalnızca bilgi değil, aynı zamanda duygusal ve entelektüel bir deneyim sunar.
Bugün Diyarbakır Müzesi, kentin kimliğini temsil eden en önemli kültür kurumlarından biridir. Taşıdığı tarihsel sorumluluk, sunduğu zenginlik ve sağladığı bilinç ile bölgenin kültürel hafızasını canlı tutar. Medeniyetlerin kesiştiği bu topraklarda tarih meraklılarının, araştırmacıların ve kültür yolcularının mutlaka görmesi gereken eşsiz bir duraktır.